MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

GİYİM KUŞAM

<< 2640 >>

1- Temiz ve Güzel Giysiler Giyme

 

1. Cabir

 

- - (-)

19950- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evimize bizi ziyarete geldi. Saçı başı dağınık bir adamı görünce: ''Bu adam saçını başını düzeltecek bir şey bulamamış mı?'' buyurdu. Bir adamın da giysilerinin kirli olduğunu görünce: ''Bu adam giysilerini yıkayacak bir şey bulamadı mı?'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (4062), Nesai (8/183-4), Ebu Ya'la (2026), İbn Hibban (5483) ve Hakim, Müstedrek'te (4/186) rivayet ettiler.

 

 

2. Sehl b. el-Hanzaliyye

 

- - (-)

19951 (1)- Kays b. Bişr et-Tağlibi der ki: Ebu'd-Derda'nın meclis arkadaşlarından biri olan babam bana şöyle anlattı: Şam'da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından İbnu'l-Hanzaliyye adında Ensarlı bir adam vardı. Yalnız yaşar, insanlarla nadir otururdu. Namazını bitirdiği zaman da evine ulaşana kadar tesbih ve tekbir ile vaktini geçirirdi. Bir gün Ebu'd-Derda'nın yanında otururken yanımıza uğradı. Ebu'd-Derda ona: "Bize faydası olacak, sana da zararı dokunmayacak bir söz söyle" dedi ... " Ravi burada uzunca bir hadisi zikrettikten sonra Sehl b. elHanzaliyye'den naklen şöyle devam eder: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Kardeşlerinizin yanına gideceksiniz. Onun için bineklerinizi ve giysilerinizi temiz ve onarılmış tutun ki insanlar içinde yüzdekı ben gibi güzel görünesiniz. Zira Allah; çirkin görünüşü ve çirkin sözleri sevmez'' buyurduğunu işittim."

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (4089) rivayet etti.

 

 

 

19952 (2)- Kays b. Bişr et-Tağlibi, Ebu'd-Derda'nın meclis arkadaşlarından biri olan babasından bildiriyor: "Şam'da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından İbnu'l-Hanzaliyye adında Ensarlı bir adam vardı. Yalnız yaşar, neredeyse kimseyle muhatap olmazdı. Namazını bitirdiği zaman da evine ulaşana kadar tekbir ve tehlil ile vaktini geçirirdi. .. "

Ravi burada uzunca bir hadisi zikrettikten sonra şöyle devam etti: Başka bir gün yine yanımıza uğradığında Ebu'd-Derda ona: "Bize faydası olacak, sana da zararı dokunmayacak bir söz söyle" dedi. İbnu'l-Hanzaliyye: "Olur" karşılığını verip şöyle devam etti: "Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikteyken: ''Kardeşlerinizin yanına gideceksiniz. Onun için bineklerinizi ve giysilerinizi temiz ve düzenli tutun ki insanlar içinde yüzdeki ben gibi güzel görünesiniz. Zira Allah çirkin görünüşü ve çirkin sözleri sevmez'' buyurdu."

 

 

3. Malik b. Nadle

 

- - (-)

19953 (1)- Ebu'l-Ahvas el-Cuşemi, babasından bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerimde eski bir giysi görünce: ''Malın var mı?'' diye sordu. "Evet, var" dediğimde: ''Ne tür malın var?'' diye sordu. "Her türlüsünden var. Allah bana bolca koyun ve deve ınsan etti" dediğimde: ''O zaman üzerinde Allah'ın bu nimeti ve ikramı görünsün!'' buyurdu." Hadis, aslında devam etmektedir.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, libas 4/51 (4062), Tirmizi, birr 4/36 (2006), Nesai 8/196 (5294), Taberani (19/607), Hakim (4/181) ve Beyhaki (10/10) rivayet ettiler.

 

 

 

19954 (2)- Ebu'l-Ahvas, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Malın var mı?'' diye sorunca: "Evet, her türlüsünden var. Allah bana bolca deve, at ve köle ihsan etti" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah sana mal bahşetmişse o zaman bu ihsan, üzerinde görünsün!'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

19955 (3)- Ebu'l-Ahvas bildiriyor: Saçım başım dağınık kötü bir görünüşle Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gittiğimde bana: ''Malın var mı?'' diye sorunca: "Evet, her türlüsünden var. Allah bana bolca ihsan etti" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah bir kula nimet verdiği zaman bu nimetin izlerinin üzerinde görünmesini sever'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

19956 (4)- Ebu'l-Ahvas, babası Malik'ten bildiriyor: "Ey Allah'ın Resulü! Bazen birinin yanına uğruyorum, ama beni ağırlamıyor. Kendisi yanıma uğrayınca ona aynı şekilde mi karşılık vereyim?" dediğimde: ''Hayır! Aksine sen onu güzelce ağırla" buyurdu. Bir ara beni üstü baş dağınık görünce: ''Malın var mı?'' diye sordu. "Evet, Allah bana deve, koyun her türlü maldan ihsan etti" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O zaman Allah'ın sana verdiği nimetin izleri üzerinde görünsün!'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

22409 (l)'de tekrar edecektir.

 

 

 

19957 (5)- Ebu'l-Ahvas, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldiğimde üzerimde peştamal türü bir veya iki parçalık bir giysi vardı. Bana: ''Malın var mı?'' diye sorunca: "Evet, Allah bana at, deve, koyun, köle her türlü maldan ihsan etti" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah sana nimet bahşetmişse bu nimetin izleri üzerinde görünsün!'' buyurunca da gidip yeni bir giysi aldım.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Ebu Davud 4/51 (4063) ve Nesai 8/18 (5224) rivayet ettiler.

 

 

 

19958 (6)- Ahmed başka bir kanalla bir öncekinin aynısını bildiriyor ve Malik'in, sonunda: "Bunun üzerine diğer gün sabah yeni aldığım kırmızı bir giysiyle yanına gittim" dediğini aktarır.

 

[Hasen]

 

 

 

19959 (7)- Ebu'l-Ahvas, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına kötü bir görünüşle geldiğimde bana: "Malın var mı?" diye sordu. "Evet, var" dediğimde: ''Ne tür malın var?" diye sordu. "Deve, köle, at, koyun her türlüsünden var" dediğimde: "Allah sana nimet bahşetmişse bu nimetin izleri üzerinde görünsün!" buyurdu. Sonra: "Kabilenin develeri kulakları sağlam develer doğurduğu zaman usturayla kulaklarını kesip bu bahire'dir deyerek onu salıyor musun? Veya kulakları ya da derisine çizik atıp etini kendine ve ailene haram sayıyor musun?" diye sorunca: "Evet!" dedim. Bunun üzerine: "Allah'ın sana ihsan ettiği, senin faydalanman içindir. Allah senden daha güçlü ve bıçağı seninkinden daha keskin iken bunu yapmıyorsa sen neden yapıyorsun?" buyurdu.

Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Adamın birinde misafir oluyorum, ancak bana ne ikramda bulunuyor, ne de ağırlıyor. O da bana uğradığında aynı şekilde mi karşılık vereyim, yoksa onu ağırlayayım mı?" diye sorduğumda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen onu ağırla!" buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

19960 (8)- Ebu'l-Ahvas, babasından bildiriyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına pejmürde bir görünüş le geldiğimde bana: ''Malın var mı?'' diye sordu. "Evet, var" dediğimde: ''Ne tür malın var?'' diye sordu. "At, deve, köle, koyun her türlüsünden var" dediğimde: "Allah sana nimet bahşetmişse bu nimetin izleri üzerinde görünsün!'' buyurdu. Sonra: ''Kabilenin develeri kulakları sağlam develer doğurduğu zaman usturayla kulaklarını keserek bu bahire'dir deyip onu salıyor musun? Veya kulakları ya da derisine çizik atıp etini kendine ve ailene haram sayıyor musun?'' diye sorunca: "Evet!" dedim. Bunun üzerine: ''Allah'ın sana ihsan ettiği, senin için helaldir. Allah senden daha güçlü ve bıçağı seninkinden daha keskin iken bunu yapmıyorsa, sen neden yapıyorsun?'' buyurdu.

Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Adamın birinde misafir oluyorum, ancak bana ne ikramda bulunuyor, ne de beni ağırlıyor. O da bana uğradığında onu ağırlayayım mı, yoksa aynı şekilde mi karşılık vereyim?" diye sorduğumda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Aksine, sen onu ağırla!'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

4. İmran b. Husayn

 

- - (-)

19961- Ebu Reca el-Utaridi der ki: Bir gün İmran b. Husayn yanımıza ipek yün karışımı bir giysiyle çıktı. Daha önce böylesi bir giysi giydiğini görmüş değildik, sonrasında da giydiğini görmedik. Yanımıza çıktığında: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah birine nimet ihsan ettiği zaman bu nimetinin izlerinin kulları üzerinde görülmesini sever'' buyurdu" dedi.

Ravh, Bağdat'ta iken bunu rivayet ettiğinde: ''Allah bu nimetin izlerini kulunun üzerinde görmeyi sever'' lafzıyla rivayet etti.

 

[Sahih]

 

Heysemi (8581) der ki: "Hadisi İmam Ahmed ve Taberani rivayet etmiştir.

Ahmed'in ravileri güvenilir kimselerdir."

 

 

5. İbn Mes'ud

 

- - (-)

19962- Abdullah b. Mes'ud der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kalbinde zerre ağırlığında iman bulunan kişi, cehenneme giremez. Yine kalbinde zerre miktarı kibir bulunan kişi de cennete giremez'' buyurdu. Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Giysilerimin tertemiz, saçlarımın kokulu, ayakkabı bağlarımın yeni olmasını seviyorum" dedi ve bu yönde pek çok şey daha saydı. Hatta kamçısının askısını bile zikredip sonunda: "Ey Allah'ın Resulü! Bu tür şeyler de kibirden mi oluyor?" diye sordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hayır! Bu, kişinin güzelliğindendir. Allah, güzeldir ve güzel olan her şeyi sever. Kibir ise, hakka karşı azgın davranmak ve insanları kendinden aşağı görmektir" buyurdu.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de (10533) ve Hakim, Müstedrek'te (1/26) rivayet

ettiler. 23603 (4)'te tekrar edecektir.